<$BKadir>, <$B4:13 ÖS
<$B03 Şubat 20082>
<$BDynamic Beat the Ni'l out of Being3>
<$BGerçek, iki zıttın arasında sürekli hareket ederek varolan ve insan diliyle ifadesi imkansız bir niteliktir. Belli boyutlar üzerinde kısıtlanmış bir zihin gerçege ancak yakın kalabilir.

Dolayısıyla, bulanık su birikintilerinin ardına gizleyip kelimelerimizi, değişmekte olanı mutasavvuf bir gelenekle anlatmaya çalışmaktansa, değişmeyeni sonsuz bir süreklilikle tasvir etmek bize yeğdir.
Zamanı terkisine alip kalemimizin, kareli defterlerimize farklı renklerde çizdiğimiz heceler, kendimizin genel geçer bir ifadesinden başka bir şey değildir.
<$BKadir>, <$B7:12 ÖS
<$B12 Eylül 20062>
<$BKompozisyon3>
<$BI. Giriş
Toz ve mürekkep değildi yüzümüze bulaşan; Eski adını kimsenin hatırlamadığı bir meydanda tertip edilen izinsiz bir gösteri ile başlamıştı her şey. Her ne kadar şehrin duvarlarını ilk kez biz kirletmiş olsak da, sokaktaki her kaldırım taşının arkasında başka bir fahişenin ismi kazılıydı ve biz hepsini ezbere bilirdik. II. Gelişme
Defalarca tanımlanmış bir kavramı yeniden tanımlayabilmek için, çarşamba pazarlarında öğrendiğimiz sloganlar ve (içinde kitaplarımızı taşıdığımız) çadır bezinden yapılmış sırt çantalarımızdan başka bir şey kalmadı geriye. Kazanılması muhtemel, yabancı bir ihtilal hattında bırakmıştık kimliklerimizi.
III. Sonuç
Cebimde akşam asfaltlarında kaybedilen bir yaşamın tanık tanık kokusu ve ellerime bulaşan tebeşir tozu ile sığındığım, zamansız bir tapınak gibiydi gözlerin.